Tam 75 yıl önce Van'ın Özalp ilçesi Sefo deresinde tam 33 Kürt köylüsü öldürüldü.

Aralarında henüz bıyığı terlememiş gençler de vardı . yaşını başını almış amcalar da...

Ve belgelerin anlatımına göre hepsi de silahsızdı.

Ve günahsız bir şekilde kurşuna dizildiler.

33 cenaze, at sırtında ya da (kéşre) dediğimiz ot kızakları ile köye getirildiler.

Feryat u figanlar arş-ı ala'ya yükseldi.

Sadece Sefo deresi mi?

Elbette ki değil ..

Öncesinde de bu feryatlar defalarca duyulmuştu...

İşte zilan, işte Dersim vakaları

Ölümler, sürgünler.

Asimilasyon ve inkar...

Acı ve sefalet.

Yani aleni bir kıyım...

Peki tüm bunlar ne zaman yapıldı?

Tabii ki CHP iktidar olduğu yıllarda..

Yani ismet İnönü'nün, başbakan ya da Cumhurbaşkanı olduğu yıllarda.

Aradan 75 yıl geçti...

Bu acılar unutuldu mu?

Elbette unutulmadı.

Fakat siyasi diyalog, mecrasında olağan haliyle devam etti.

Bu tür acıları sürekli gündeme taşıyan ve Kürdistan merkezli siyasi yapılar, fırsat buldukça CHP geleneği ile ya ortaklık yaptı ya da destek verdi.

50, 69 ve 90'li yıllarda yapılan ortaklık , 2000'li yıllarda da gerçekleşti.

En son 24 Haziran 2018 seçimlerinde böylesi bir ittifak kuruldu.

Anlayacağınız, Kürtlerin özgür yaşamını esas alan siyasi yapı CHP' ye sürekli yakin durdu.

 

Zaman zaman yazılarımda, bu yakınlaşmanın doğru olmadığına vurgu yaptım.

 

HDP içindeki kimi tahammülsüzler, bana etmedik hakaret bırakmadı.

Sanki, sefo deresi kıyımının müsebbibi CHP değil de benmişim gibi...

SIYASET USTALIK ISTER...

Yaptığım eleştiriler sonrası, malum cennah beni 'AKP Seviciliği' ile suçladı.

Yani benim HDP'ye "kardeşim... geçmişini unutma" demem, AKP' li olduğum anlamına geliyormuş...

Anladım ki HDP'ye "gözün üzerinde kaşin var "demek haddime değilmiş.

Yani CHP'nin böylesi ağır tahribatlar da imzası olsa da, HDP'li vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması, ardında tutuklanmalarını yaratan CHP'nin oyları olsa da, bana tehdit savuranlar icin "HDP'nin CHP ile dirsek temasında bulunması makulmuş!!!"

Pes ettim.

Köşeye çekildim.

"Ne haliniz varsa görün " dedim...

Ahval bu vaziyette iken yani yazmamın kıymeti harbiyesi olmadığını anladığım an oturdum tekrar düşündüm.

Beni hedef tahtasına oturtan bu cevre, bu girdapta nasıl kurtulacak ? Diye merak ettim.

Eğer ki siyaset ustalık istiyorsa bu cenah bu ustalığı nasıl yakalayacak diye sorular sordum kendime...

Yani durum ve ahval ne olursa , HDP, CHP'nin yerine AKP ile diyalog içine giremez mi?

Kendi içlerinde dahi barışık olmayan bir siyasi yapıdan ise, sorunları çözmeye muktedir ve iktidarda olan bir parti ile yeni bir diyalog yolu bulunamaz mi???

Mesela önümüzde yerel secimler var ve daha zaman da var bu süreçte yeni bir strateji ortaya konulamaz mi???

Yani yine CHP ile flört edilerek tum siyasî argümanlar dışarıda mi bırakılacak???

Yani yine, bana nefretle yaklaşan tuzu kuruların dayatmalarına uyularak "CHP SEVICILIGI" devam mi edecek!!!

Siyaset ustalık ister ustalık...

Not: Makalemin 2.bölümünde HDP ve AK PARTİ'nin olası diyalog arayışlarını irdeleyeceğim.

Kalın sağlıcakla.