15 yılda bir arpa boyu yol alınmış Van Çevre Yolu Projesi’nin, 1, 2 ve 3’üncü Etaplarındaki son durumu dün yazmıştım. Yazının devamı olarak bugün önemli şeyler anlatacağımı ifade etmiştim.
Dünkü yazının sonunda 2 yıl önce temeli atılan “Güney Çevre Yolu” isimli projeye bakmak üzere Trabzon’a gitmiştik. Detayı dünkü yazıda var. Tekrara düşmeden kaldığımız yerden devam edeyim…
Trabzon’un merkez nüfusu 312 bin, genel nüfusu 820 bin, Van merkez nüfusu 480 bin, genel nüfus ise 1 Milyon 130 bin dolaylarındadır.
Hazır Karadeniz’e çıkmışken, etrafa bir göz gezdirelim dersek, Gürcistan sınırındaki Sarp Hudut Kapısı’ndan başlayan ve Samsun'a kadar uzanan yaklaşık 542 km'lik bir sahil yolu, yüzlerce bağlantı yolu ve yüzlerce tünelle karşılaşırız.
Hem mutlu olur, gurur duyarız, hem de Van’daki durum aklımıza gelince psikolojimiz bozulur. İyisi mi çok durmayalım Karadeniz’de, biz Van’a geri dönelim.
*****
“Van Çevre Yolu Projesi”nin temeli 2010 yılında atıldı. Hukuki alt yapısı hazırlanmadan siyasi saiklerle başladı proje. Göç yolda düzülür mantığıyla.
İlk kazma, 2011 yılında Erciş Yolunun 18. Km’sine vuruldu. Hedef buradan Özalp Yolu Sıhke Gölü mevkisine, oradan da Erek Dağı eteklerini dolaşarak Kurubaş’tan Edremit yoluna çıkmaktı.
İş makinaları 10 km kadar ilerledi. İtirazlar başlayınca durdu.
Hepi topu 41 kilometrelik bu yol, belli yerlere kamulaştırma yapılsa, 5 ayda tamamlanabilirdi. 5 yıl ara verildi.
2016’daki bir Bakanlar Kurulu toplantısında, Şehircilik Bakanlığı’na, Van’da 3+1 yıllık, her türlü imar yapma yetkisi çıktı.
Uzmanlar işe koyuldu. Çevre Yolu güzergahını çevreleyen 6 bin hektarlık alanda, yıllarca imar projesi çalışıldı.
*****
3 gidiş, 3 geliş olmak üzere 6 şeritli planlanan ve 7 köprülü kavşak, demir yolu üst geçidi, 4 hemzemin geçit, 3 alt geçit ve yaklaşık 80 menfez inşa edilecek Çevre Yolu güzergahında;
Caddeler, sokaklar, eğitim-sağlık kuruluşları, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi kamusal hizmet alanları da doğal olarak bu imar planında yer aldı.
Bu esasında çok büyük ve Van’ı kalkındıracak kıymetli bir girişimdi.
Ancak ne yazık ki projede yöredeki halkın yerleşik durumu ya göz ardı edildi, ya da nedenini benimde anlamakta güçlük çektiğim biçimiyle, yatırım maliyetleri finansmanının çok daha fazlası vatandaşa yüklenmek istendi.
Nasıl mı?
Çoğunuzun benden daha iyi, hatta üzerine master yapmış kadar iyi bildiği, 18’inci madde “Düzenleme Ortaklık Payı (DOP)” ile.
Nedir bu, bunu bir açalım.
*****
Anayasamızın 35’inci maddesi; “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir” der.
3194 Sayılı İmar Kanunu’nu madde 18 ise, idareye, kamulaştırma yapmaksızın (bedelini ödemeden) daha önce imar uygulanmamış tüm arsa ve arazilerde yüzde 45, imar uygulanmışlarda yüzde 15’e kadar kesinti yapma yetkisi verir.
İşte Çevre Şehircilik Bakanlığı uzmanları aldıkları bu yetkiyle Van Çevre Yolu güzergahı için bir imar planı hazırladı. Yeni plana göre yüzde 45’e kadar kesinti yapılan özel mülklerin kalan kısımları, Tapu Müdürlüklerine tescil ettirdi.
Tek sorun vardı, vatandaşın bundan haberi yoktu.
*****
Tapuların değiştiğini vatandaş kısa süre içinde, çok büyük bir şokla öğrendi. Kimse inanamadı.
İnanamamak şöyle dursun, sürprizler bununla sınırlı değildi. Mülkünden yüzde 45 kesilmiş olan bazı vatandaşlara, geriye kalan yüzde 55’de verilmemişti. Milli Emlak’a devredilmişti.
Başka bir yerde, hiç tanımadıkları başka bir insanın mülküne ortak edilmişlerdi. Hatta bazıları kendisi gibi onlarca-yüzlerce kişiyle ortak olduğunu öğrenmişti. Adeta “size yol yapıyoruz, alın bunu ve şükredin” denilmişti.
Bir gün önce maliki olduğu mülkü Milli Emlak’a kaydırılmış olanlar, buraların ihaleyle satışa sunulduğunu öğrenmişti. Başka bir şok.
Yanlış okumadınız, sözde yol veya kamusal alan için mülküne 18’inci madde uygulanan vatandaşın, kesinti sonrası kalan parseli, gözlerinin önünde, satılmak üzere ihaleye çıkarıldı.
İnsanlar cinnet geçirdi.
*****
İlaveten, yüzde 45 kesinti yapma yetkisi olan idare, bazı arsa veya arazilerin konumundan dolayı, yeterli kesinti yapma imkanı bulamayınca, kesemediği yüzde kadar vatandaşın kalan mülküne kendini ortak etti. Mesela yüzde 35’ini kesebildiği mülkün tapusuna, kendisini yüzde 10 oranında ortak etti.
Şaka gibi…
*****
Mağdurlar bir araya gelerek protesto gösterileri düzenledi, satışa çıkarılan mülkleri için açılan ihaleleri engellemeye çalıştı. Siyasetçiler-bürokratlar devreye girdi.
Birbirinin mülküne ortak edilenler bazı vatandaşlar arasında gerginlikler yaşandı.
Trajikomik durumlar ortaya çıktı. Mesela arsa veya tarlasının içine ruhsat almadan ev yapmış olan –ki Türkiye’de milyonlarca var- yüzlerce vatandaşın evi, yeni projede başkaları arsasına ortak geldiği için, imarda görünmeyen evinin yatak odası ile oturma salonu kendisinde kalırken, mutfak banyo ve WC’si kanunen başkasına geçti.
*****
Neyse ki mahkemeler var. Yürütme durdurma kararları peş peşe geldi. Bazı mahkemeler imar planını kanuna aykırı bularak tamamen iptal etti. Çevre Bakanlığı dosyaları istinafa taşıdı.
Bu akıl almaz süreç, halen devam ediyor ve taraflar birbirlerini uzaktan yan gözlerle süzüyor.
*****
Bu yazıyı yazmadan önce, elleri nasırlı onlarca mağdur ile yüz yüze konuştum. “Yıllarca çalıştım, çoluk çocuğumun geleceği için şehrin uzağında da olsa, bir parça toprak alabildim. Şimdi buna el koydular” diye feryat edenler oldu. Açıkçası dinlerken gözlerim doldu...
İşte Van Çevre Yolu’muzun hikayesi kısa ve öz olarak böyle.
*****
Peki Türkiye’nin diğer kentlerinde durum nedir?
Açıkçası çevre yolu projeleri Van ile aşağı yukarı eş zamanlı planlanmış olan diğer illerdeki duruma bakacak olursak, Vanlıları ziyadesiyle üzecek bir tablo ortaya çıkmaktadır.
Bitlis, Siirt, Erzurum, Ağrı, Antalya, Konya, Bursa ve Kayseri gibi illerinde aralarında bulunduğu 30 şehirde çevre yolu şuan faaliyete girmiş durumdadır. Ve bu illerin tamamında kamulaştırma yapılmıştır. 18. Maddeye uygulanmamıştır.
Bu kadarı da fazladır…
Anlamak, kabul etmek, hazmetmek mümkün değildir.
*****
Bilmenizi isterim ki, yazının başında bahsettiğim Karadeniz’e yüzlerce yol yapan, tünel açan hükümet, 2023 yılında sadece Trabzon’da 40 Milyar TL’lik yol yapım projeleri yürütmüştür.
Acil ihtiyacımıza rağmen Trabzon’a harcana kaynağın 40’ta biri bile Van’a çok görülmektedir.
Üstelik Van Çevre Yolu’nda, Karadeniz’deki gibi delinecek dağ-taş, üzerine kilometrelerce viyadük inşa edilecek dereler, ırmaklar gibi bir durum da yoktur.
Dümdüz araziye kepçe vurulup üzerine asfalt dökülecektir.
*****
Çevre Yolu, dün de ifade ettiğim üzere, Van’ın tam da ihtiyacı olan doğru bir projedir.
50 yıllık bir planlama ile, gelecekte 500 bin nüfusun depreme dayanaklı alanlarda barınabileceği, kurumların, alışveriş merkezlerinin, sosyal tesislerin, doğal hayatın, yaşam alanlarının iç içe olabileceği, beyin ve sermaye göçünün önüne geçebilecek, dış yatırımcıyı cezbedebilecek ve şehre yeni bir soluk, yeni bir heyecan getirecek bir projedir.
Ulaştırma Bakanlığı verilerine göre, açılması halinde Van’ın yıllık zaman ve akaryakıt tasarrufu 434 Milyon TL olacaktır. Sadece kaçırdığımız tasarruf miktarının, yol yapımından fazla olduğu açıkça ortadadır.
*****
Hem Van’ın bu kadar mahzun, garip bırakılması, hem binlerce insanına 18’inci Madde dayatılarak, endişe içinde yıllardır geceleri rahat uyku uyumaz, mahkeme kapılarında sürünen hale getirilmiş olması, tek kelimeyle vicdansızlıktır?
Bu güne kadar çok sayıda Bakan, Vali, Milletvekili kameraların karşısına geçerek, Van halkının gözlerinin içine baka baka; Çevre Yolu’nu 2021’de açıyoruz, 2022’de açıyoruz, 2023’de açıyoruz, 2024’te açıyoruz diye reklam yapmıştır. (Hepsinin kayıtları Youtube’de vardır.)
Kısa süre önce Van’a gelen Ulaştırma Bakanı ise 2025 sonunda ancak Edremit-Kurubaş ve Özalp-Erciş yolu etaplarının açılacağını ilan etmiştir. İpekyolu etabına henüz kazma ucu değdirilmemiştir.
Bu kendileri için, “15 yılın sonunda” çok büyük, ama Van için küçük bir iştir.
Bilmelerini isterim ki, Van’a artık “büyük isimli insanlar değil, büyük işler yapacak isimler lazımdır…”
Yapamıyorsanız isminizi de alın gidin…