Gelinen nokta itibari ile, egemen ve yönlendirici kesimlerin böylesi bir değişime ve gelişime niyetleri olabilir miydi !..

Diye bir soru ile başlamak herhalde en mantıklı olanı.

                   Çünkü 90’lı yıllardaki çabalar, 2000'in başındaki uğraşlar ( Kongra Gel olayı, program tüzük değişiklikleri), 2013-2015 çözüm süreci adımlar ve açılımlar muazzam bir defans hareketi ile yüz yüze gelmişti.

Sonuç vebalı ağır olan sonuçlar doğurdu.

Ekim 2024’de Bahçeli ile başlayan yeni açılım; karşılık bulmuş olacak ki karşılıklı görüşmeler ve temaslar neticesinde önce  İmrali açıklaması ve sonra PKK yürütmesindeki destek ve uyma açıklaması yepyeni bir durumu ortaya getirdi.

                 Artık bu noktadan sonra tarafların samimi ve iyi niyet pratikleri sürece damgasını vuracaktır. Birbirlerinden rol çalmayarak

Parlamento zemininde toplumsal ama siyasal olmayan bir mutabakat çerçevesinde buluşurlarsa herkes kazanır.

Çünkü geçmişte hazırlanan Anayasa metinleri hep dönemsel olmuş ve egemen olanının eğilimini göstermiştir.

                Medyada ortaya çıkan partisine, meşrebine, ideolojisine, mezhebine hatta siyasi kariyerine göre yorumlara takılmadan

İstenilir ve uyumlu bir zeminin oluşumuna katkı sunmak gerekir diye düşünüyorum.

Çok kolay mı olacak dersiniz; elbette hayır !...

Güç odaklarının gölgesinde tezgah kuranların oyunları bozulacak. Silahların (çift yönlü demek istiyorum) gölgesinde boy gösterisinde olanların malzemeleri karaborsada para etmeyecek. Vb.

               Hiç şüphesiz tamamıyla sorunların sağlıklı olması dileği ile görüşlerini, temkinli, duyarlı ve acabayı çağrıştıran noktada sergileyen insanları da anlamak lazım.