Geçen Pazar yayımlanan yazımda kadim şehrimizin günümüzdeki bahtsızlığına değinmiştim. Alegorik üslup kullandığım yazıda Güneşi konuşturmuş, üzerinde yaşadığımız bu toprakları 3 bin yıl önce dünya başkenti yapan çalışkan ve cesur Urartu Krallarına ve Van’ın o zamanki zenginliklerine şahit olan Güneşin, bugün viraneye dönmüş Van’ın üzerinden geçerken nasıl öfkelendiğini ifade etmiştim.
Güneş şimdiki neslin basiretsiz, yöneticilerin yeteneksiz ve cesur olmadığı söylüyordu bize… Haklıydı.
Gelelim günümüze ve halimize…
EVET, TÜRKİYE İYİ YÖNETİLMİYOR…
Siyasal iktidar, son 23 yılda tek adam rejimini adım adım inşa ederken Türkiye’nin içinden geçti. Yasama, Yürütme, Yargı lağvedildi. Bürokrasi liyakatsiz bademlerle dolduruldu. Vergilerimizle saltanat ve saraylar inşa edildi, geçiş-yolcu-hasta garantili ihalelerle boşaltılan hazine, yandaşların cebine akıtıldı. Kur korumalıyla fakirden alıp zengine verildi. Orta direk yok edildi. 6 milyon zengin, 80 milyon fakir yaratıldı.
Türk Lirası pul oldu, cari açık çığ gibi büyüdü. Maliyetler uçtu üretim durdu, işsizlik patladı, ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ garabeti ekonomiyi katletti. Eğitim-Sağlık bütçesi Diyanete-tarikatlara aktarıldı (!). 911 Km’lik Suriye sınırındaki mayınları İsrailli firma temizledi. Bir yıl sonra Suriye karıştı, milyonlarca sığınmacı Türkiye’ye doluştu. Ülkenin sadece ekonomik değil, demografik, sosyal, kültürel, yaşamsal dengeleri altüst oldu. İşçi, köylü, asgari ücretli, emekli aç perişan…
Bu tahribatları yaratan iktidar, önce halkı manipüle ederek elde ettiği referandum başarılarıyla Yargıyı zaten ele geçirmişti. Devamında bütün kurumları ve medyayı. Medyaya baksan Almanya bizi kıskanıyor. Halk, aydın kesim ne yaşadığımızı anlamakta güçlük çekiyor. Herkes şaşkın !
Yeni Türkiye’nin özeti bu.
Sevgili okurlar, esasında benim burada köşe yazısı yazmamın temel sebebi, ulusal meselelerden ziyade Van’ı konuşmaktır. Yerel problemlerimizi, canımız Van’ımızın acil çözüm bekleyen sorunlarını tespit ve sorumlularını teşhis etmek, çözüm önerileri sunmaktır. Bu amaçla mümkün mertebe ülke gündemi değil, yerel meselelerden bahsetmek istiyorum. Dolayısıyla Van’a dönecek olursak,
VAN HİÇ İYİ YÖNETİLMİYOR…
Nüfusuna göre Türkiye’nin 20’inci, Doğu Anadolu Bölgesinin en büyük ilidir Van. 2024 verilerine göre 1.131.371 kişi yaşamaktadır. Kadın sayısı Erkek sayısından yaklaşık 20 bin azdır. (Aman dikkat.) Nüfusun % 50,2’si 25 yaş altıdır. 13 ilçemiz vardır. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ve 2014 seçimleri ile Büyükşehir Belediyesi olmuştur. Bu yasayla en uzak köyümüz mahalle statüsüne geçince toplam 698 mahallemiz olmuştur. Siyasi saiklerle yapılan bu değişiklik ve merkez 3 ilçenin çizilen sınırları (!) yarardan çok zarar getirmiştir.
Defalarca kayyımlar atanan Belediyelerin girdiği borç bataklıkları, hareket kabiliyetlerini yok etmiş, peşkeş çekilen kaynakların büyüklüğü ile yeni bir Van inşa edilebileceği acı bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Neyse, bu kısmını daha sonra etraflıca yazmak üzere konuya devam edeyim.
Van toprakları Türkiye topraklarının %2,5' ini oluşturur. Yüzölçümü bakımından Türkiye'nin 6. büyük ilidir. Çayır alanları bakımından Türkiye’nin 3. büyük ilidir. Türkiye’nin en çok güneş alan, güneş enerjisinden en az faydalanan şehridir. Tarım bitme noktasına gelmiştir. Geçmişte bu alanda kendi kendine yeten ve il-ülke dışına canlı hayvan sevkiyatı yapan Van, günümüzde bu ihtiyaçlarının en az yüzde altmışını dışardan karşılamaktadır.
TÜİK verilerine göre işsizlik oranı yüzde 19,1’dir.
Büyük nüfusu, zengin ve büyük toprakları, zengin ve büyük tarihine rağmen bugün ne kadar büyüktür Van? Resmi rakamlara göre Van ilinin ekonomik büyüklüğünün Türkiye içerisindeki payı sadece % 0,41 seviyesindedir. Kişi başına GSYH değeri 3.275 dolar (54.272 TL) olarak gerçekleşmiştir. 81 il arasından sondan 2.’dir. Sonuncu il Ağrı’dır. Hakkari, Şırnak, Bitlis, Siirt, Muş, Bingöl, Batman bizden daha iyi durumdadır. Bizden daha üst sıralardadır.
Sözde bu bahse konu illerin gözdesi Sağlık-Eğitim-Sosyal Yaşam üssü olan Van, demek oluyor ki iyi yönetilmemektedir. Onca avantajına rağmen kişi başına milli gelirde onlardan daha aşağılardır.
Bu durum Van’ı yönetenler için utanç verici bu durumdur ?
Ha bu arada,
İktisadi faaliyet kollarına göre GSYH oranları incelendiğinde, Van ekonomisinde hizmet sektörünün öne çıktığı görülmektedir. 2023 yılında hizmetler sektörünün payı %72,3 iken sanayi sektörünün payı sadece %10,5’te kalmıştır. Tarım sektörünün payı %15,4 seviyesindedir. Yani ekonomimiz Organize Sanayi Bölgesinde, tarımsal üretimde değil 2 Nisan caddesindeki Cafe’lerde dönmektedir.
Van’ı yönetenler için bu durum utanç verici değil de nedir ?
Van Valiliği, Van Büyükşehir Belediyesi, Resmi Örgütlü ve Sivil Örgütlü Toplum Kuruluşları, Meslek Odaları, Dernekler, Vakıflar, Siyasi Partiler ne yapmaktadır?
Bugün kocaman bir viraneye dönen Van’ın geleceği için kim, nasıl bir vizyon ortaya koymaktadır? Kimin kısa, orta ve uzun vadeli planlamaları var?
Bence yoktur.
Bu şehrin insanları her yeni sabaha bir önceki günden daha kötü bir Van’a uyanmaktadır. Bu zihniyetle her gün daha kötüye gidecektir.
Bugünkü genel Van değerlendirmemizi burada bırakıp, haftaya daha spesifik konuları açmak, eksikleri ve yanlış giden işleri ortaya koymak üzere şimdilik hoşçakalın…
Eskinin devrimci-materyalist, şimdinin kapitalist-makyavelisti olan arkadaşlara ithafen…