“En baştan söyleyeyim. Ben şehrimin de, ülkemin de, kalkınmasını, modernleşmesini, insanlarının özgürleşmesini, eşit olmasını, kadınların, çocukların, doğanın, sokak hayvanlarının korunduğu bir yer olmasını, bir çocuk gibi iyi niyetlerle istedim her zaman…”

Bu amaçla aşağıya yazacaklarımı, işine gelmeyen bazı çevreler beğenmeyebilir/rahatsız da olabilir. Olsunlar.  

GÜZEL ŞEYLER YAZMAYI İSTEMEZ MİYDİM ?

Güzel şeyler yazmayı, Van’a üstün hizmetler veren bürokratlara, yerel yöneticilere, memleket aşkıyla yanıp tutuşan STK’cılara, üretken akademisyenlere methiyeler dizmeyi, övgüler yağdırmayı istemez miydim ? Çok isterdim…

Mesela memleketimin caddelerinin, sokaklarının modernliği ile övünmeyi, her sabah işbaşı için servislere akın eden on binlerce vatandaşı bekleyen fabrikalarla duyduğum gururu, akın akın gelen turistlerin renkli görüntülerini, çevre yolunu, tramvay hatlarını, su gibi akıp giden şehir içi trafiği, huzurun güzelliğini yazmak isterdim.   

Çalışkan ama hizmetlerini “utangaçlıklarından” anlatamayan yürekli Van savaşçılarını, size “ihbar” etmeyi, “ele vermeyi” isterdim.

Çok isterdim…

Ancak bu gün yaşadığım duygu bunun tam tersidir. Van’ın yaşanmaz hale gelmesinde emeği geçen tüm beceriksizlerin her birinden utanç duyuyorum ! Geçmişten bu güne.  

PLANSIZLIĞIN GETİRDİĞİ YERDEYİZ ?

En başından alacak olursak; Van, Cumhuriyetin ilanından sonra bu günkü yere taşınmıştır. Şehir eskiden Kale’nin güney kısmındadır. Merkeziyetçi Üniter yapıya sahip devletimizde, illerin başında Mülki İdare Amiri olarak Valiler vardır. Cumhuriyet tarihi boyunca Van’a 47 Vali atanmıştır. Vali, Cumhurbaşkanını temsil eder. Bakanlıklara bağlı il içindeki kurumlar ve kişiler, Valinin emri altında çalışır. Vali, halkın faydası için kurumların uyum içinde çalışmasını sağlar.

1923’ten bu güne Van’ın 31 Belediye Başkanı olmuştur. Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal 31’inci Belediye Başkanıdır. Belediye Başkanı ve Belediye Encümeni yasalar gereği 5 yıl için halk tarafından seçilir. Nüfusuna göre merkezi bütçeden aldığı pay ve yerel gelirleri ile halka hizmet eder. Beşikten mezara, herkesi her an ilgilendirir belediye. Siyasi görüşü ne olursa olsun tüm şehir halkına eşit şekilde hizmet götürmesi,

“Akıl ile, bilim ile, teknoloji ile” kenti yönetmesi beklenir. 

Van’da böyle olmuş mudur ? Hayır.

İlk günden beri öngörüsüzlüğün ve plansızlığın yönettiği Van, kuzeyden güneye, doğudan batıya düzensiz ve çarpık büyümüş, kentleşme değil, kentleşememe olmuştur. İmar plansızlığı, 18. Madde garabeti, altyapı, ulaşım, trafik arapsaçıdır. Sosyal hizmet, hastane, sağlık, eğitim, rezalet içindedir. Günümüzde bitmek bilmeyen bir çevre yolu, yapılamayan stadyum, otogar, yok olup giden tarım-hayvancılık, sınır ticareti, büyüyen işsizlik, küçülen ekonomi ve uyuşturucu kullanım yaşı vardır.

Bir önceki yazımda Van’ın kişi başına Milli Gelir sıralamasında Türkiye’nin sondan ikinci ili olduğunu da ifade etmiştim. 1. İl Ağrı. Hakkari, Şırnak, Bitlis, Siirt, Muş, Batman, Bingöl bile bizden iyi durumdadır. Bu da cabası…

KIRILMA NOKTASI

Geçmişte de iyi yönetilmeyen Van’ın, 1990’da şehir merkezi nüfusu 153.111 kişidir. 90’ların başında başlayan göç dalgası Van nüfusunda patlamaya neden olmuştur. Göç şehrin demografik ve kültürel yapısını değiştirmiş, altyapı-üstyapı, kentin olanakları yetersiz kalmış, vasıfsız göç öngörüsüz yöneticilerin stratejik körlüğü ile birleşince orantısız büyüyen Van, zamanla içinden çıkılmaz hale gelmiştir.

Bu arada göç hareketi, siyaseti de etkilemiştir. Belediye Başkanlığını uzun zamandır kazanan sağ partilerin elinden alarak, HADEP-HDP-BDP-DEM gibi adlarla kurulan Kürt siyasi partilerine teslim etmiştir. Kayyımların atandığı 2016’ya kadar 1 dönem hariç diğer tüm dönemlerde Belediyeyi Kürt Siyasi Hareketinin Belediye Başkan adayları kazanmıştır.

Kasım 2016’da seçilmiş belediye başkanı Bekir Kaya görevden alınmış yerine Vali Kayyım olarak atanmıştır. Mart 2024’e kadar bu böyle devam etmiştir. (Kısa bir ara hariç) Kayyım olarak atanan 5 ayrı Vali, Van Belediyesini 7,5 yıl yönetmiştir. Ancak ne seçilmişler, ne kayyumlar birinci sıraya Van’ı koymamıştır. Onlar kazanmış Van kaybetmiştir.

KAYNAKLAR DOĞRU KULLANILMADI

Şu gerçeklik açıkça ortadadır ki, Kayyımlar dönemlerinde Belediyeler bütçe problemi yaşanmamış, merkezi idare, belediyenin borçlarına karşılık kesintiler yapmamış, yereldeki diğer kamu kuruluşları da Kayyım Başkanın başarısı için devletin bütün imkanlarını seferber etmiştir.

Ancak kaynaklar Van’ın sorunlarına değil, iktidar partisine yakın çevrelerin istihdam ve finansmanına seferber edilmiştir. Seçim kazanmaktan başka hedefi olmayan merkezi iktidarın lehine harcamalar yapılarak, Van’ın kangrenleşmiş hiçbir sorununa çare üretilmemiştir. 31 Mart 2024’te belediyeyi devralan Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal’ın karşılaştığı 8,5 Milyarlık devasa borç her şeyi özetlemektedir.

Bir bahane midir bilmem ama onların da ayağında prangalar vardır. Hem siyasal iktidarın hukuk dışı uygulamalarına, baskılarına, ciddi bütçe kesintilerine maruz kalmaktadırlar. Hem içinden geldikleri siyasal hareketin yüklediği ağır sorumluluklara ve dayatmalara. Hareket ve hizmet etmeleri imkansızlaştırılmıştır. Borçsuz ve bağımsız olsalar belki de büyük hizmetler yapabilirdiler !

KAYBEDEN VAN HALKI

Bu sağlıksız ortam uzun yıllardır devam etmektedir ve zarar eden Van-Van halkı olmuştur. Olağanüstü zenginliklerine ve önemli avantajlarına rağmen Van kabuğunu kıramamış, her yönüyle yaşanmaz hale gelen kocaman bir köye dönmüştür. Günümüzde Kayseri, Gaziantep, Denizli gibi illerden daha fazla zenginliğe ve avantaja sahip olan Van, onların ulaştığı iktisadi büyüklükleri ve ülke ekonomisine katkılarını hayal bile edemeyecek kadar geride kalmıştır. Yanı başımızdaki Batman, Diyarbakır, Malatya, Elazığ gibi iller gözümüzün önünde her geçen gün büyümüş modernleşmiş, sahipsiz Van boynu bükük kalmıştır.

Merkeziyetçi modelin elindeki güç-yetki-kontrol asimetrisi, ideolojik yönetim ile beraber bu olan bitenin baş sorumlusu olarak karşımızdadır. Resmin büyüğüne bakınca bu görünmektedir.

Van’ın kalıcı ve yakıcı sorunlarına çözüm bulmak, bu atmosferde imkansızdır.

NE YAPILMALI ?

Van’ın artık buradan, bu sıkışmışlıktan çıkmaya ihtiyacı vardır. Başka bir yol denenmelidir. Ne kayyımlar, ne uç ideolojik kökenli yönetimler çözüm değildir.

Van’ın üçüncü bir yola, zihinsel değişim, zihinsel sıçrama yaşamış yöneticilere ihtiyacı vardır. Van’ın eksikleri için suçluluk ve utanç duyan, geleceği planlayan, demokratik-ekolojik-stratejik düşünebilen yöneticilere.

Van’da böyle insanlar var mıdır ?  Bence vardır.

Mucize beklemiyoruz. Bu ancak büyük resmi gören aydınların harekete geçmesi, ateş yakmasıyla mümkün olabilir…

*************************************

BAHÇELİYE GÜVEN OLUR MU ?  

“Düne kadar DEM kapatılsın, onu kapatmayan AYM kapatılsın diyen Bahçeli’nin aniden 180 derece dönmesini mantıklı bulmak, Kürtlerin hayrına işler yapmak istediği fikrine kapılmak saflıktır… Kürt sorunu demokratikleşmeyen rejim sorunudur.”