Van Ekspres yazarı Roj Yiğit'in yeni yazısı Ruhumda İs Kokusu...

Bir bakıma öldük, açıkçası bu
Bir başka bakıma nedensiz, evet siz
Unutmaya yaşıyoruz günleri, doğru mu?
Gülten Akın

Yıllar önce her şeyi bilmiş gibi ve yıllar önce şiire yakışan tüm kelimeleri silip süpürmüş gibi. İzi kalıyor gri, sisli, nemli. Ne çok özlüyorum, ne çok anlıyorum şimdi dinlemekten yorulmadığım şiirlerini. Ayaklarımın arasından mevsimler kayıp geçiyor. Önce Ulucanlardan, sonra varış yeri Diyarbakır oluyor. Kayıp düşüyorum, tökezlediğim cam kırıkları batıyor ruhuma. Marifet sayıyor birileri ölümü. Adına ise bir saltanat sürer gibi mertlik. Sesler, gürültüler, uğultular çığ patlaması kadar öfkeler büyütüyor. Eksik kaldık, eksildik. Cumartesi büyüdü bir karanfilin tohumundan. "Tülbentlere sarılıdır şimdi sürgün bir kafiyenin endişesi".

Bir dilin diyeti kaç dilde okunur? Söylesene kalbim, nasılda fısıldıyorsun. Şimdi değil ise ne zaman? Kendimde benliğimi var etmişim gibi, düşüyor iki yana kollarım. Sorgular, sorgu odaları bitmiyor. Asırlık bir yangın var, her yanım acıyor. Yaylaları dinlemek, mistik bir bülbülün kaybettiği sesinin gölgesinde çoğalmaktan ibaretti hayal, oysa yakılan bir köy kadar acıklıydı dilimdeki türkü. Sulasam geçmişimi izi geçer mi? Yok saysam kendimi, söner mi ruhumdaki is kokusu? Falcılara yemin ettirdim düzelecek her şey. O gece kondu evleri inandı, ben hala inanmıyorum, kovsam da gitmiyor bu inançsızlık, bir şeyler büyüdü mü göze geliyor talihsizlik. 

Kırılan kalemlerin son yazgısıydı, yazmak en çok onlara yakışırdı. Rüzgârın şiddetinde sessizlikleri asılı kalmış, göğün aynasında ise suretleri. En çok bu şehirde anıyorum isimlerini. Şimdi ne kadar yazsam sıradan, şimdi ne kadar dillendirsem suskun, yetmiyor bendeki kelimeler yüreğimdekilerini dillendirmeye. Matemine sığındığım bir gece bıraktın şair, şimdi uyusam sabaha pişman olur muyum?

Yağmur çiseliyor
Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir
Ve yağmurda ıslanan
Yapraksız bir dalda sallanan şeyhimin
Çırılçıplak etidir
Yağmur çiseliyor
Serez çarşısı dilsiz
Serez çarşısı kör
Havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü
Ve Serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü
Nazım Hikmet